
Olayın doğasında sosyalleşmek olmasına karşın tüm sosyallik aktivitesi bilgisayarın karşısında armut gibi oturmaktan ibaret olduğu ve bunu biraz renklendirmek gerektiği için boy boy fotoğraflarımızı facebook profillerimize yüklemeye başladık.
Aslında bu noktada bir teşekkürü hakediyor bence facebook. Zira, cümle insanımızın içinde gizli kalmış bir yeteneği ortaya çıkardı. Meğerse bunca insanın aklının bir kenarında, ruhunun derinliklerinde, bastırılmış, susturulmuş, öyle veya böyle bir türlü açığa çıkamamış birer fotoğrafçılık yeteneği gizliymiş. Hayır, kötü bir şey değil elbet, ancak bilen de yapıyor bilmeyen de yapıyor bunu aga! İnsan dediğin de patates baskı gibi tek kalıp değil tabi. Haliyle bu uğraşın sonuçları da belli bir kalite standardında olmuyor. Tabi şimdi burda abidik gubidik fotoğraf çektirenlerden bahsedip yeni bir "hergün bir yeni apaçi" akımı başlatmayı da istemiyorum. Fotoğraf makinesini gördüğü her ortamda kendini kaybedip kadrajın önüne atlayanlardan da bahsetmeyeceğim. Bilakis bu arkadaşların, renkli kişiliklerini her fırsatta, olduğu gibi, doğal haliyle sunabildikleri için ayrıca bir takdiri hakettiklerini düşünüyorum.
Benim asıl bahsetmek istediğim grup biraz daha farklı. Bunlar da özlerinde kendilerini ifade etmekten çekinmeyen, renkli kişiliklerini her ortamda sergilemek isteyen arkadaşlar gibi görünüyorlar. Yalnız, babalar, durum aslında böyle değil. Bak şimdi, bir kız düşün, ne zaman görsen hep aynı duruş. (Dostum, duruş derken o aklına gelen şeyden bahsetmiyorum yalnız! Facebook diyoruz oğlum, nerden çıkarıyosun böyle sapık düşünceleri? Seni ve o abaza düşüncelerini de başka bir yazıda anlatıcam, söz) Yani öyle ki, kızla markette alışveriş sırasında karşılaşıyorsun, başını inceden sağına çevirmiş, hafiften aşağı eğmiş ama gözler kafa hizasına göre yukarıda, ama normal düzleme göre karşıya bakıyor. Pusula gibi düşün hacı! Gözler hep aynı yöne bakıyor işte. Hayal etmen kolay olsun diye söyleyeyim, böyle lisede bir öğrenci düşün, ödevini yapmamış. Hoca bunu kaldırmış ayağa, boyuna azarlıyor ama bir yandan da "konuşurken gözümün içine bak!" emriyle kendisine bakmasını istiyor. Öyle düşün işte. Tarif edebildiğim üzere piyasada eşi benzeri olmayan, hani görülmesi imkansız bir şey falan değil, amenna. Ama abi, lise diyorum, hoca diyorum, azar diyorum... Markettesin kızım, böyle bir duruşun gereği nedir yani? Bunu geçiyorum, pazardasın, yine bu kızla karşılaştın (diyeceksin ki şimdi bu kız alışverişten başka bir nane yemiyor mu? Haklısın kardeşim, ama sana ne ulan? keyfimin kahyası mısın?) bakıyorsun, tak! Kızın kafa yine aynı pozisyonu alıyor. (Hadi sen de kırılma, başka örnek vereyim) Diyelim ki... Hatta demeyelim bir şey (sen de anla artık birader, ne yapayım yani?)
Yani abi, 7/24 o kafa, o bakış hep aynı. Aklın hayalin alıyor mu? Tahayyül edebiliyor musun? Yok değil mi? Evet, bazen olur, tamam, ama her zaman da böyle değilsindir sonuçta. Buraya kadar hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. E be güzel kızım! Madem öyle de, o prpfildeki fotoğrafların hepsinde niye aynı pozda görüyoruz seni? Bir insanın çektirdiği 500 fotoğrafın 450'sinde (ki bu da 100'de 90 gibi bir oran yapar ve evet matematik biliyorum) aynı pozu verebiliyor olmasına imkan veremezken, seni bu performansı göstermeye iten sebebi merak ediyorum cidden. Hayır, seni doğal ortamında o pozisyonda bir kere görsem (bu arada dikkatimden kaçıyor sanma, ikidir ben pozisyon-duruş falan dedikçe kaş-göz oynatıyorsun, görüyorum seni, yapma lütfen! kibarca uyarıyorum bak, zorlarsan ben de seni zorlarım...) hadi diyeceğim, bunun yaradılışı böyle, garibim... Derdi veren Allah dermanını da verir deyip geçeceğim ama o da yok. O fotoğrafı çeken kişinin bile seni öyle görebildiğini sanmıyorum. Bence elemanın deklanşöre bastığı anda harekete geçip flaştan önce pozunu alıyorsun, daha flaşın etkisi etraftaki gözlerden kaybolmadan, yeniden eski halini alıyorsun gibi geliyor bana. Açık konuşuyorum bak, kırılmaca gücenmece yok. Korkuyorum aslında senden. Vallahi bak! Eli çabuk olandan korkacaksın arkadaş! Sonra cüzdan müzdan gider, ruhun duymaz yemin ederim. Allah muhafaza...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder