İşsizlerin ve Ev Kızlarının Facebook Çılgınlığı!

Efendim soruyorlar; türkiye'de sosyal medya'ya olan ilgi yabancıları şaşırtmış ve bunun nedenleri üzerinde araştırma falan yapıyorlarmış. neymiş, türkiye genç nüfusu olan ve bilişim konusunda duyarlı bir ülkeymiş.

öyle değil işte. zorla tespit yaptırıyorlar bana.

efendim bu ülkede milyonlarca işsiz genç var. bu ülkede milyonlarca ev kızı ve evlendikten sonra da ev kadını olan kadınlar var. işsizlikten, sıkıntıdan dolayı hepsi birer sosyal medya uzmanı olmuş durumda.

facebook, twitter,friendfeed ve birsürü sosyal medya sitesi. hepsinin içini dışını değme uzmanım diyenlerden daha iyi biliyorlar. bu kadar alaka göstermelerinin tek sebebi eliboş olmaları.

eleştirmek için yazmıyorum ama sosyal medyada, internette türklerin çok olmasının nedeni budur arkadaşlar. milletin işsiz olması, kadınların evde sıkıntılarını geçirmek istemeleri, emeklilerin yazdıkları şiirleri paylaşma merakı. kendini ispatlama dürtüsü.

yani daha merak ederseniz özelden yazarım sizlere nedenlerini ama kimse çıkıp da aman efendim ülke çok gelişiyor, insanlar kültürlü falan demesin.

Küçük Bir Tespit #01

çocukla çocuk olduğunda o seni gerçekten çocuk sanıyor, sonra akranlarının bile inanmayacağı yalanlar söyleyip senin kandığını düşünüyor ya? buna hasta oluyorum :)

Facebook'um Biçim Biçim, Ölürüm O Poz İçin

Bu facebook dalgası ne zaman çıktı, işte o dönemle birlikte ahalimizde bir fotoğraf çekme-çektirme furyası peydah oldu.
Olayın doğasında sosyalleşmek olmasına karşın tüm sosyallik aktivitesi bilgisayarın karşısında armut gibi oturmaktan ibaret olduğu ve bunu biraz renklendirmek gerektiği için boy boy fotoğraflarımızı facebook profillerimize yüklemeye başladık.

Aslında bu noktada bir teşekkürü hakediyor bence facebook. Zira, cümle insanımızın içinde gizli kalmış bir yeteneği ortaya çıkardı. Meğerse bunca insanın aklının bir kenarında, ruhunun derinliklerinde, bastırılmış, susturulmuş, öyle veya böyle bir türlü açığa çıkamamış birer fotoğrafçılık yeteneği gizliymiş. Hayır, kötü bir şey değil elbet, ancak bilen de yapıyor bilmeyen de yapıyor bunu aga! İnsan dediğin de patates baskı gibi tek kalıp değil tabi. Haliyle bu uğraşın sonuçları da belli bir kalite standardında olmuyor. Tabi şimdi burda abidik gubidik fotoğraf çektirenlerden bahsedip yeni bir "hergün bir yeni apaçi" akımı başlatmayı da istemiyorum. Fotoğraf makinesini gördüğü her ortamda kendini kaybedip kadrajın önüne atlayanlardan da bahsetmeyeceğim. Bilakis bu arkadaşların, renkli kişiliklerini her fırsatta, olduğu gibi, doğal haliyle sunabildikleri için ayrıca bir takdiri hakettiklerini düşünüyorum.

Benim asıl bahsetmek istediğim grup biraz daha farklı. Bunlar da özlerinde kendilerini ifade etmekten çekinmeyen, renkli kişiliklerini her ortamda sergilemek isteyen arkadaşlar gibi görünüyorlar. Yalnız, babalar, durum aslında böyle değil. Bak şimdi, bir kız düşün, ne zaman görsen hep aynı duruş. (Dostum, duruş derken o aklına gelen şeyden bahsetmiyorum yalnız! Facebook diyoruz oğlum, nerden çıkarıyosun böyle sapık düşünceleri? Seni ve o abaza düşüncelerini de başka bir yazıda anlatıcam, söz) Yani öyle ki, kızla markette alışveriş sırasında karşılaşıyorsun, başını inceden sağına çevirmiş, hafiften aşağı eğmiş ama gözler kafa hizasına göre yukarıda, ama normal düzleme göre karşıya bakıyor. Pusula gibi düşün hacı! Gözler hep aynı yöne bakıyor işte. Hayal etmen kolay olsun diye söyleyeyim, böyle lisede bir öğrenci düşün, ödevini yapmamış. Hoca bunu kaldırmış ayağa, boyuna azarlıyor ama bir yandan da "konuşurken gözümün içine bak!" emriyle kendisine bakmasını istiyor. Öyle düşün işte. Tarif edebildiğim üzere piyasada eşi benzeri olmayan, hani görülmesi imkansız bir şey falan değil, amenna. Ama abi, lise diyorum, hoca diyorum, azar diyorum... Markettesin kızım, böyle bir duruşun gereği nedir yani? Bunu geçiyorum, pazardasın, yine bu kızla karşılaştın (diyeceksin ki şimdi bu kız alışverişten başka bir nane yemiyor mu? Haklısın kardeşim, ama sana ne ulan? keyfimin kahyası mısın?) bakıyorsun, tak! Kızın kafa yine aynı pozisyonu alıyor. (Hadi sen de kırılma, başka örnek vereyim) Diyelim ki... Hatta demeyelim bir şey (sen de anla artık birader, ne yapayım yani?)

Yani abi, 7/24 o kafa, o bakış hep aynı. Aklın hayalin alıyor mu? Tahayyül edebiliyor musun? Yok değil mi? Evet, bazen olur, tamam, ama her zaman da böyle değilsindir sonuçta. Buraya kadar hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. E be güzel kızım! Madem öyle de, o prpfildeki fotoğrafların hepsinde niye aynı pozda görüyoruz seni? Bir insanın çektirdiği 500 fotoğrafın 450'sinde (ki bu da 100'de 90 gibi bir oran yapar ve evet matematik biliyorum) aynı pozu verebiliyor olmasına imkan veremezken, seni bu performansı göstermeye iten sebebi merak ediyorum cidden. Hayır, seni doğal ortamında o pozisyonda bir kere görsem (bu arada dikkatimden kaçıyor sanma, ikidir ben pozisyon-duruş falan dedikçe kaş-göz oynatıyorsun, görüyorum seni, yapma lütfen! kibarca uyarıyorum bak, zorlarsan ben de seni zorlarım...) hadi diyeceğim, bunun yaradılışı böyle, garibim... Derdi veren Allah dermanını da verir deyip geçeceğim ama o da yok. O fotoğrafı çeken kişinin bile seni öyle görebildiğini sanmıyorum. Bence elemanın deklanşöre bastığı anda harekete geçip flaştan önce pozunu alıyorsun, daha flaşın etkisi etraftaki gözlerden kaybolmadan, yeniden eski halini alıyorsun gibi geliyor bana. Açık konuşuyorum bak, kırılmaca gücenmece yok. Korkuyorum aslında senden. Vallahi bak! Eli çabuk olandan korkacaksın arkadaş! Sonra cüzdan müzdan gider, ruhun duymaz yemin ederim. Allah muhafaza...

Artık Bizim Gençlerimiz de Batıdakiler Gibi Beatbox Yapabiliyor (!)

Geçen gün tv' de denk geldim. Bir yetenek yarışması düzenleniyor ve yarışmaya katılan bir genç ağzından çeşitli sesler çıkartıyor. Programın katılımcısı olan seyircilerde kendisini büyük bir şevkle alkışlıyorlar. Juri üyeleri de bu muhteşem yeteneğe şaşırmış olacaklar ki; şaşkınlıklarını ve beğenilerini ağızlarından "ooo" sesini çıkartarak belli ediyorlar.

Sonra 3 juri üyesi sırasıyla "ben evet diyorum" diyor.

Ardından 10 yaşlarında batının bütün değerleri özümsetilen ve muhteşem sese sahip çocuk geliyor ve batı karşısındaki ezikliğimizi yerle bir edercesine ve adeta "Avrupa, Amerika duy sesimizi" dercesine aynı onların şarkıcıları gibi bir yabancı şarkı söylüyor. " Aynı onların şarkıları gibi yabancı şarkı"deyimi saçma oldu. Türkçe' mi olacak tabi yabancı olacak. Ve inanır mısınız Juri ağlıyor, o kadar etkili söylüyor ki Juri kendinden geçip mutluluk gözyaşları döküyor. Kolay değil kaç yılda geldik bu mesafeye. 10 yıl önce biri çıkıp 10 yıl sonra gençlerimiz tıpkı batıdakiler gibi Beatbox yapıp yabancı şarkı söyleyecek deseydi inanır mıydık a dostlar?


Ülkenin geleceği için kaygılanan bizler, gençlerimizi böyle yetenekli böyle batının değerlerini yakalamış ve Beatbox gibi bilim dallarına oldukça yatkın gördükçe gururlanıyor olmalıyız. Beatbox yapan ve yabancı şarkıyı aynı onlar gibi söyleyen gençlerimizi gördükçe onları çılgınlar gibi alkışlamak hissiyatı, arzusu doğuyor.

Yaptıkları Çocuğun Fotoğrafını Facebook Profil Resmi Yapan İnsanlar!

Hadi düğün fotoğrafınızı koydunuz, ya da kendi fotoğrafınızın herhangi bir şekilde çekilmişini koydunuz da, a bre insan yavrusu, yaptığın çocuğun fotoğrafını niye koyuyorsun. vardır efendim vardır, bu insanlardan binlerce, hatta milyarlarca vardır. kendi beğenilme duygularını da aşmıştır bu insanlar. sperm ve yumurtalarından oluşup canlanan bedene sahip çocuklarını beğendirme kaygısı içerisine girmişlerdir.

fotoğraf yorumları.

-bak ben böyle çocuk yaparım işte.
+ ay nasıl yaptınız, harika yavvv.

---

+ ay yerim ben onu, kaç günde oluyor tarifi ne?
- ahahaha, çok şakacısın.
---

+ çocuk ne güzel.
- evet bu mal mal yorumu hakeden o değil ama.

gibi klasik yorumlar yapıldığı halde, bu yorumların dışına çıkılmadığı halde yine de bu yorumlar yapılsın diye koyarlar fotoyu.
-tşkkrler, darısı sana...

+aynı sana benziyor.
-bende benim yaptığımı aleme ispatlamak için koydum zaten.

Kızlar Erkek Görünce Neden Kaküllerini Düzeltirler?

Yıllardır erkeğim ve yıllardır bu durum ilgimi çeker. dünyanın her kültürünü tanımışlığım var ve her kültürün kızlarında durum üç aşağı beş yukarı aynı.

eğer karşıdan bir erkek geliyorsa kız elini saçına götürür ve kakülünü düzeltir ya da düzeltiyormuş gibi yapar.

bu durum böyle değil diyen erkek varsa onlara diyorum ki; "demekki sadece bana yapıyorlar."


bunu yapan kız çirkin de olsa güzel de olsa yapıyor kardeşim durduramıyoruz. ben mesela bir kız görünce hiç bir yerimi düzeltmiyorum ama neden kızlar bunu yapıyor ya, n'olur yapmasınlar başka şeyler yapsınlar, n'olur dünya değişsin biraz, davranışlar değişsin, davranış bilimleri kitapları değişsin. sıkıldık artık, atraksiyon olsun biraz yav.

benim söyleyeceklerim budur, burdan Nişantaşı sakinlerine sevgiler ...

Kendisini Dizi Karakteri Zanneden İnsanlar!

Yeterince bıktım ama! yahu ne bu tripler vesaire... bir memlekette insanlar kitap okumak, tiyatro veya sinemaya gitmek, efendim sosyal bir aktiviteye katılmak ya da arkadaşlarıyla, ailesiyle sohbet etmek veya (son veyamdı) gezip tozmak yerine tek eğlencesi olarak televizyon seyretmeyi seçerse, hadi ona da bişey demiyorum bazen insan zekasına hitap eden programlar oluyor, televizyonda dizi seyrederse ve seyretmeyi bırak dizi manyağı olur da kendisini dizi karakterleriyle özdeşleştirip espri yapıyorum diye aklında kalan dizi repliklerini sağda solda tekrarlarsa bu tür insanların numunesi çıkar ortaya biz de tiksiniriz durumdan da insandan da...

yapma etme de diyemiyorsun ki, öyle çoğalmış bu kitle her gün aynı repliğe gülünür mü lan? facebook diye bir sosyal paylaşım sitesi var, dizilerden kesitleri video yapıp orada yayınlıyorlar. hadi seyrettin güldün diziye... niye bir de altına yorum olarak gülme smileyi koyuyorsun? ay ne kadar malca bir durum ya dememe sebep oluyor bu davranışın. ayrıca o videoyu aynı anda 1 kişi niye paylaşıyor lan!!! zaten listende 10 kişi var hepsi niye paylaşıyor o videoyu, oğlum zaten biriniz paylaşsa izliyorsunuz hepiniz. zeka zeka zeka diyorum. zeka yaz 0812309123890 a yolla zekan cebine gelsin esprisi de bayatlasa bile arada yapıyorum böylelerine...

(bkz: mallık geni)

edit: bana kendimi "klavyeyi eline alan genç" olarak hissettiren tüm okurlarıma teşekkür ediyorum, ay genç dedi banaaaa...